Çok sevdiğim bir hikâye vardır. Cam kırıkları hikâyesi... Bir yerlerde okuduğum ya da işittiğim bir hikâye idi belleğimde. Biraz araştırma yaptım. Meğer ‘cam kırıkları’ bir hikâye değilmiş, bilimsel bir teoriymiş !
Kırık Cam Teorisi, ABD'li suç psikologu Philip Zimbardo'nun 1969'da yaptığı bir deneyden ilham alınarak geliştirilmiş. Zimbardo, suç oranının yüksek olduğu, yoksul Bronx ve daha yüksek yaşam standardına sahip Palo Alto bölgelerine birer 1959 model otomobil bıraktı. Araçların plakası yoktu, kaputları aralıktı. Ve olup bitenleri izledi. Bronxtaki otomobil üç gün içinde baştan aşağıya yağmalandı. Diğerine ise bir hafta boyunca kimse dokunmadı. Ardından Zimbardo ve iki öğrencisi 'sağ kalan' otomobilin yanına gidip çekiçle kelebek camını kırdı. Daha ilk darbe indirilmişti ki çevredeki insanlar da olaya dahil oldu. Birkaç dakika sonra o otomobil de kullanılmaz hale gelmişti.
Demek ki diyordu Zimbardo, "ilk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerekiyor. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemezsiniz!
Kırık Cam Teorisi ile ilgili bilindik bir başka gerçek de şöyle anlatılır.
Bir mahallede ya da caddede bir bina düşünün. Binanın camlarından biri bile kırılsa, eğer bu cam kırığına anında müdahale edilmez, sahip çıkılmaz, o bölgedeki büyük yaşayanlar ya da yetkililer konuya somut bir çözüm getirmezler ise; çok kısa bir süre sonra orada cam kırıkları artar.
2011’e damgasını vuran ve adeta futbolda bir deprem etkisi yaratan, çok yaralayıcı Şike skandalı ile ilgili görüşüm cam kırıkları teorisiyle örtüşüyor.
Eğer camın kırılmasına bir kez dahi izin verir iseniz; çok kısa bir süre sonra cam kırıkları yüzünden yeşil çimlerde dahi yürüyemez hale gelirsiniz !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder