29 Temmuz 2012 Pazar

Altın mücadeleler!


1900 yılında yapılan II. Modern Olimpiyatlar Paris’te, Paris Dünya Fuarının bir parçası olarak gerçekleştirilmişti. Fuar, organizatörlerin elinde tam beş ay gibi uzun bir süreye yayılmıştı ve Olimpiyat Oyunları amacından o kadar sapmıştı ki, birçok sporcu olimpist olduğunu bile anlayamadan ölmüştü.

Paris Olimpiyatlarının en önemli yanlarından biri de, dört yıl önce yapılan Atina Olimpiyatları’na ‘kabul edilmeyen’ bayan sporcuların Paris’te birçok kategoride yerini alması olmuştu. Bayanlar arasındaki ilk karşılaşma ise iki Fransız sporcunun arasında gerçekleşen kroket karşılaşması idi. Paris Olimpiyatlarına 24 ülkeden, 1225 sporcu katılmıştı ve bunlardan sadece 19’u bayan sporcu idi.

Kadın sporcuların olimpik sporların içine yerini alması, o yıllarda 19 kadınla başlayan bir varoluş süreci ile başladı. 1900’lü yıllardan bugüne değin, olimpiyatlarda büyük başarılar sergileyen kadın sporcular oldu. Kadın sporcular, bugün sporun hemen her dalında mücadele veriyorlar ve büyük başarılara imza atıyor.

Tarihin o dönemlerinde Atina Olimpiyatlarında katılamayan ya da yerini alamayan sporcuları kadın ve erkek sporcu olarak kategorize etmek bugünler için asla doğru olmayabilir ancak başarılı kadın sporcuların mücadelesine de ‘altın mücadele’ demek istiyorum.  Sonunda başarı olsun ya da olmasın atılan tek adım dahi altın bir adım, yapılan her mücadele altın mücadeledir bana göre. Değerlidir. Fazlasıyla inanmak ve destek gerektirir. Alınan her başarıyı alkışlamak kadar, atılan her adımı da desteklemek gerekebilir. Sporda başarılı olmak, hayatına yeni bir renk katmak, bedeni kadar zihninin de şekillenmesine katkı sağlamak, yeni çevrelerle var olmak isteyen hemen her sporcu önce alkışı sonra da desteği fazlasıyla hak etmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder