Binlerce yıl önce, ilk
doğduğu günden bu yana olimpik sporlar çoğu profesyonel sporlardan farklı
olarak kazanmaktan daha çok katılmanın daha önemli olduğu sportif etkinliklerdi.
Bu yüzden sadece amatörlerin değil, birçok dünya rekortmeni sporcunun da hayali
bu oyunlara katılmak olmuş, kazandıkları madalyalara da en az rekorları kadar
önem vermişlerdir.
Tarih içerisinde Yunan şehir devletleri arasında süregelen savaş sona ermiş, ‘
Yüzyılı aşkın süredir daha
yükseğe çekilen çıtalar, saniyenin binde birine sığdırılan yeni öyküler,
yepyeni rekortmenlerle insanlık tarihinin sportif bir öyküsüdür Olimpiyatlar.
Her sporcu da, ülkesi için bir umut ve bir simge haline gelmiştir.
Olimpiyatlar denince de ilk
akla gelen atletizm gelir.
Olimpia’da ilk olarak basit
bir koşu ile başlayan ve sporun atası sayılan
Olimpik sporların
içerisinde sporseverler için sönmeyen bir ateştir Atletizm.
Sloganı, ‘daha hızlı, daha
yüksek ve daha güçlü’ olmuştu yıllar içerisinde.
100 metreden maratona,
çekiç atmadan yüksek atlamaya kadar pek çok kategori içeren bu spor,
sporseverlerin içinde daima sönmeyen bir ateş olmuştur.
100
yüzyılı aşkın bir süredir var olan ve basit bir koşu ile başlayan atletizm,
sporun atasıdır ama gelin görün ki sporsever için altın bir spor sayılan bu
spor sporcunun gönlünde hak ettiği yeri alamamıştır!
Atletizm
ateşi bir yerlerde her daim yanarken, ne üzücüdür ki başka bir yerlerde kül
tutmaya yüz tutmuştur.
Ne
duruyorsunuz o halde…
Kalkın
ayağa ve koşun!
O
ateş, bugün ve yarın bu satırları okuyanın elindedir.
Kimbilir!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder