Kitap reyonlarının en az ziyaret edilen bölümleri tahmin ediyorum spor üzerine yazılan kitaplarının bulunduğu bölümleridir. Belki de bu yüzden olsa gerek o bölümlerde boy gösteren kitap sayısı ezbere sayılacak kadar azdır.
“En çok satan kitaplar yemek kitaplarıdır. İkinci sırada ise diyet kitapları yer almaktadır.” diyen And Rooney’in doğru söylüyor olduğuna da inanmak istemiyorum.
Bir zamanlar Adana Demirspor’un da kalesinde görev almış, 21 yıllık futbol yaşantısında A Milli takıma kadar her kademede oynamış olan Fatih Uraz’ın futbol üzerine yazdığı kitabı elime geçiyor. Kitabın adı, ‘Futbolun Arka Bahçesi.’
Yaşadığı birbirinden güzel, bir o kadar da ilginç anıları kaleme almış.
Okurken siz de yaşıyorsunuz; bazen gülüyorsunuz, bazen de kitabı kapatıp bir süre düşünmeye çekiliyorsunuz.
O anılardan biri de şöyle:
Beşiktaş ile Almanya kamplarından birindeyiz. Maç günleri dışında iki idman yapıyoruz ve bunun içinde yaklaşık 15 dakikalık bir yürüyüş mesafesindeki bir sahayı kullanıyoruz. Saha güzel, hava güzel, sakat oyuncumuz da yok.
Bir sabah idmanı bitirerek otele doğru yürürken bir de ne görelim.
Dört tane inek sanki itina ile yan yana dizilmişler büyük bir intizam içinde otluyorlar.
Toshack da o sene defansı dörtlü oynatmayı planlıyor.
Gayri ihtiyari kendini tutamayarak;
‘Bakın işte Beşiktaş’ın defansı; Alpay, Erkan, Rahim, Serdar!’ demez mi?
Ertesi gün gazetelerde çıkan haberler şöyle idi:
‘Toshack oyuncularına inek dedi!’
Futbolun eğlenceli bir yanı vardır. Hatta kimi anılar dilden dile dolaşır ve anlatanı da dinleyeni de şaşkınlık içerisinde bırakır, akla hayale gelmez ve fıkra tadındadır.
Uraz’ın kitabı bir yandan futbolun içinde yaşanan gerçekleri en yalın ve en çarpıcı haliyle anlatırken, diğer yandan o futbolun ne derece eğlenceli bir oyun olduğuna da dikkat çekiyor. Futbolun içinde yaşanan sorunlara da özellikle dikkat çekiyor hatta anılarında bu yaşananları tüm çıplaklığı ile göz önüne seriyor. Eğlendiriyor ve düşündürüyor. Söyleşilerimizde futbolun içinde yer almış birçok futbol adamının yaşadıklarını paylaşırken, bu yaşananları –mutlaka- kaleme almalarını istemişimdir. Fatih Uraz kitabında bunu fazlasıyla başarmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder