İstanbul, Arel Üniversitesi düzenledi.
Spor Yazarlığı Sertifikasyon Proğramı.
Spor yazarı adayları, spor yazarları ile buluştular.
Türkiye’nin her yerinden; üniversiteli gençlik.
Spor basınına, yeni soluklar katılıyor.
Araştırmacılar. Sorguluyorlar.
Kolay kolay da ikna olmuyorlar.
Heyecanlılar.
Ve zaman zaman da isyan ediyorlar.
Adeta basına ayna tutuyorlar.
Bakınız, neler oldu?..
Ülkede sporun gelişmesini teşvik eden faktörlere baktığımızda; ekonomik ve sosyal unsurların ön plana çıktığı görülmektedir, diyorum.
‘Hocam, ülkemizde beden eğitimi seçmeli ders!’ diyorlar!
Spor basını görevlerini yerine getirirken; etik kurallarından ayrılmamaya, taraf tutmamaya, gerçekleri saptırmamaya özen göstermelidir, diyorum.
‘Haksızlıklara hayır diyebiliyor musunuz?’ diyorlar!
Türkiye Ligleri’nin kurulusundan bugüne, sadece dört takımın şampiyon olması,Türk futbolunun sıkıştığı dar alanı göstermesi açısından çarpıcıdır, diyorum.
‘Futbol politize ediliyor!’ diyorlar!
Spor medyası sayfalarını futbol magazini ve masa başı senaryolarla doldurulduğu sürece ülkede sporun gelişmesi mümkün değildir, diyorum.
‘Peki, Arda’nın ceketinin kaç lira olduğu neden yazılıyor hocam?’ diyorlar!
Medya tarafından ele alınan konular, toplumun egemen görüşünü yansıtır, diyorum.
‘Bu ülkede sadece futbol mu oynanıyor hocam!’ diyorlar!
Medya, olayların bazılarını vurgulayarak, kamuoyunun oluşmasını ciddi biçimde etkilemektedir, diyorum.
‘Peki, medya kimlerin elinde hocam?’ diyorlar.
Aynı gruba dâhil gazete ve televizyonlar ortak haber birimleri oluşturarak;
haber havuzlarından beslenmektedir, diyorum.
‘Hep aynı haberler, sıkıldık artık hocam!’ diyorlar!
Düşünce ve basın özgürlüğünü savunuyorlar.
Spor yazarlarının, hiçbir etki altında kalmamaksızın; gerçekleri yazmalarını istiyorlar.
Spor camiasında yaşanan haksızlıklara isyan ediyorlar!
O halde, diyorum:
Edison’unda dediği gibi: “Başarının yüzde doksan dokuzu ter, yüzde biri de iyi düşünmektir.” Gençsiniz, heyecanlısınız da…Hala ne duruyorsunuz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder