Sene 1923.
Kurtuluş Savaşı’ndan henüz
yeni çıkmışız.
Bir grup arkadaş
toplanıyorlar ve yaşadıkları şehirde bir futbol takımı kurmaya karar
veriyorlar.
Koşarak kumaşçı Hacı
Baba’ya gidiyorlar.
Hacı Baba; ‘Size yakışacak
tek kumaş şunlar!’ diyor.
Kalan son kumaşları
alıyorlar.
Heyecanla, takımlarına
forma diktirmek için emektar Muazzez Teyze hanımın yanına gidiyorlar.
Sarı lacivert formayı
diktiriyorlar.
İlk maç da, Halep’ten getirdikleri meşin yuvarlakla şehir
meydanında, Mersin’le oynanıyor.
Şu an, o gözde olan bu
formanın sahibi, tarih kokan ve tarihi bir kulüp, Tarsus İdman Yurdu…
***
Bugünlerde 89. yılını
kutluyor Tarsus İdman Yurdu.
Hangi futbol adamına
sorsanız bir anısı vardır mutlaka.
Neden!
Gün gelmiş, büyük
başarılara ve büyük coşkulara sahne olmuş.
Gün gelmiş, büyük isimlerin
ilk terlettiği ilk forma olmuş.
Gün gelmiş, amatörden
profesyonelliğe uzanan yolda bir köprü olmuş.
Gün gelmiş, adı futbolla
anılan bir ilçe olmuş.
***
Sizde şahit olmuşsunuzdur,
belki…
Sarı lacivert formalı minik
taraftarların o coşkusuna…
Her maçta bayram yerine
dönen o sokaklara…
Kendi takımı olsun olmasın,
taraftarın heyecandan avuçları patlarcasına yaptığı o alkışlara…
Amatör bir ruhla oynayan,
futbolcusunun kanının son damlasına kadar verdiği o amansız mücadelelere…
Ancak gelin görün ki, bugün
89. yaşını kutlayan bu ihtiyar delikanlı, her ne kadar gönüllerde şampiyon olsa
da, liglerde hak ettiği yerde değil!
***
Mersin’in hatta Türkiye’nin
en güzel ve tarihi ilçelerinden biri Tarsus.
Tarihiyle, sanayisiyle,
tarımıyla her yönüyle gözde.
Futbol aşkı evlerden,
caddelere, sokaklara taşmış bir ilçe.
Zaman zaman adı Tarsus’la
anılan futbol.
Zaman zaman da adı futbolla
anılan Tarsus.
Gönüllerde hiç küllenmeyen
bir aşk, eskimeyen ihtiyar delikanlı!
Cumhuriyetimizle yaşıt.
Ne diyelim!
Daha nice 89 yıllara…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder