Dünyada globalleşmesini
tamamlamış tek kurum futbol deniyor.
Piyasa ekonomisinden, insan
haklarından, sağlıklı yaşamaktan, demokrasiden daha çok konuşulan, tüketilen; yaygın ve de saygın olan kurum futbol.
FİFA’nın 213 üyesi olmasına rağmen, BM’in 192 üyesi
olduğu gibi!
Futbolun eğlenceli bir
lisanı olduğuna bir kez daha şahit oluyorum.
Futbolu sevmek, aynı dili
konuşmak bu demek sanırım.
Sevmek için dünyalı olmak yeterli de diyebilirim!
Utku Yasavul’un kitabından tabiri yerinde ise:
“Endirek Serbest Atışlarla” sizi baş başa bırakıyorum:
“Lütfen takımdan ayrılanlar hakkında iyi şeyler
konuşalım.
Mesela; ‘Laurenin gitmesi
iyi oldu gibi!’…”
Newcastle Başkanı.
Bizde bu çoğu kez; ‘hocanın
istifası yerinde bir karardı!’ gibi söylenir mesela.
“Bursaspor taraftarları maçlarda ‘Arçelik, Arçelik’
diye tezahürat yapıyorlardı!”
Vestel Manisaspor Başkanı.
Taraftar her şeye karşı! Bu
taraftar markaya da karşı.
“Bizde yönetim demokratik. Başkan ne derse o olur!”
Mahmut Uslu, Fenerbahçe
Yönetimi.
Ee, tabi! Yönetimlerde
demokrasi böyle birşey!
Ne kadar başkan, o kadar
demokrasi!
“Ayın 30 veya 35i gibi TSYD ile maçımız var!”
Hikmet Karaman.
Bu maç asla yapılmayacak
anlamına mı geliyor Hikmet hocam?!
“Şike ve teşvik sigara dumanı gibidir. Bilirsiniz
ama yakalayamazsınız!”
Erman Toroğlu.
Bir Erman Toroğlu
klasiğidir!
“İstanbul’a üç büyük çok fazla, biri gidecek!”
Eski Kültür Bakanı Atilla
Koç.
Yani ne denebilir ki? Sayın
Bakan İstanbul’u ve futbolu çok iyi biliyor(!)
Muhabirin ‘Sizce Türkiye’de
Avrupa’ya gidecek futbolcu var mı?’ sorusuna cevabı:
“Türkiye Avrupa’ da değil mi?” Johann
Cruyff.
Bizde bir Avrupa merakı
vardır ya!
“Avrupa Birliğine değil, Gençler Birliğine!”
Gençlerbirliği Taraftarı.
Bu da taraftardan başka bir gönderme!
Keskin zeka sahibi olan;
oynayan, yöneten, düşünen, dile getiren hemen herkese…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder