Göreve başladığı ilk günlerdi…
Sıkıntılarını dinleyince kendisine
bir hikaye anlatmıştım.
Çok sevdiğim hatta yeri geldiğinde hemen herkese
anlattığım bir hikayeydi.
Hatırlıyorum sıkıntılarına ilaç gibi gelen bir
hikayeydi.
Sağır kurbağanın hikayesini duymuşsunuzdur
belki…
Kurbağalar bir gün bir yarışma düzenlemişler.
Hedef; çok yüksek
bir kulenin tepesine çıkmakmış. Bir grup kurbağa da arkadaşlarını seyretmek
için toplanmışlar ve yarış başlamış. Seyirciler arasında hiç biri yarışmacıların
kulenin tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş. Sadece şu sesler
duyulabiliyormuş:
“Boşuna çabalamayın, asla
başaramayacaksınız!”
Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamadıkça gelen
seslerin de etkisiyle teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden
sadece bir tanesi inatla ve yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş. Seyirciler
bağırmaya devam ediyorlarmış:
“Boşuna emek harcamayın, hiçbir zaman başaramazsınız, imkansız!”
Sonunda bir tanesi hariç, hepsinin ümitleri kırılmış ve
bırakmışlar. Ama kalan son kurbağa büyük bir gayret ile mücadele ederek kulenin
tepesine çıkmayı başarmış. Diğerleri hayret içerisinde bu işi nasıl başardığını
öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş;
''Bu işi nasıl başardın?'' O anda farkına varmışlar ki;
Kuleye çıkan kurbağa
sağırmış!
Hepimizin zaman zaman sağır olmaya ihtiyacı var.
Keza etrafınızda
tırmanışınızı uzaktan izleyen ve
başarmayacaksın boşuna çalışma diyen o kadar çok insan var ki…
Hayallerinizi
gerçekleştiremeyeceğinizi söyleyen kişilere karşı hep sağır kalın.
Olumsuz düşünen insanları duymayın!…
Ve onlara taş ustasının hikayesini anlatın…Onların iyi bir taş
ustasına ihtiyacı vardır belki…Ama bu arada siz kuleye tırmanmaya devam edin!
Deniz kıyısında ihtiyar bir
taşçı kaya yontmaktadır. Güneşin yakıcı sıcaklığını görünce
Allah’a yalvarır “keşke
güneş olsaydım”. Duası kabul olur ve güneş oluverir.
Fakat bulutlar gelir örter
güneşi ve güneşin hükmü kalmaz. Bulut olmak ister bu kez, duası yine kabul olur
ve bulut oluverir.
Rüzgar alır götürür bulutu,
rüzgarın oyuncağı olur. Rüzgar olmak ister şimdi de. Oda olur. Rüzgar her yere
egemen olur, fırtına olur, kasırga olur.
Her şey karşısında
eğilir.Tam keyfi yerindeyken koca bir kayaya rastlar.
Oradan eser, buradan eser,
kaya bana mısın demez! Bildiniz, kaya olmak ister bu kez ve duası kabul
olmuştur…
Dimdik ve güçlü durmaktadır
artık dünyaya karşı...
Ama bir gün sırtında bir
acı ile uyanır...
Bir ihtiyar taşçı kendisini yani kayayı yontmaktadır…
İhtiyar bir taşçının eline
düşmüşseniz şanslısınızdır aslında. Taş ustası size şekil verdikçe hayatı daha net algılayabilirsiniz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder