Bir futbol maçını izlerken heyecanımızı ve mutluluğumuzu tetikleyen; (artıran ve azaltan)
faktörler neler acaba dedim...
İlk sıralarda sahada oynanan futbolun kalitesi gelir
sanırım.
Sahada ne kadar güçlü bir mücadele varsa, oynanan maçın seyir zevki ne
kadar yüksekse, güçler ne oranda eşitse
seyirci sahadan ne oranda mutlu ayrılıyorsa heyecanın dozu o oranda artıyor.
En önemli unsurlardan biri de
futbolu yaşadığınız stadın fiziki
koşullarıdır bana göre.
Stat koşulları (çimler
kadar koltuklarda önemli!) ne kadar olumlu ise izleyicinin ve oyuncunun
konsantrasyonu o oranda iyidir ayrıca.
Bunların yanına iklim ve
hava koşullarını da not etmek gerekebilir.
Bir Karadeniz iklimi ile Akdeniz iklim hava koşullarında oynanan futbol
karşılaşması arasında fark olacağını hep düşünmüşümdür.
Kamp tercihleri bunlara
en güzel örnek.
Taraftarın ilgisi ve taraftarın rengi de benim heyecanımı etkileyen faktörler arasında. Taraftarsız bir takım ve seyircisiz bir
futbol düşünemiyorum.
Seyirci kalitesi ve coşkusu ne kadar iyi ise müsabaka
da o oranda iyidir bence.
Kötü
tezahürat, küfür, şiddet heyecanımızı negatif yönde etkileyen,
mutluluğumuzu yok eden en büyük
unsurlar.
Hakem faktörünü de unutmamak gerekir.
Sahadaki adalet
dağıtıcısı ne oranda maça hakimse taraflarda
o oranda mutludur bence.
Yıldız futbolcularda oynanan pozitif futbol kadar heyecan veren unsurlar arasında.
Medyanın ilgisini de unutmamak gerekir.
Medya maça ne kadar odaklanmışsa maçın
heyecanı o oranda yüksek olabilir.
Burada maçın heyecanı ne
kadar yüksekse seyirci de o oranda
mutludur diyemeyeceğim. Heyecan demek yerine maça olan ilgi, taraftarın ve tarafların mutlu
ayrılması daha önemli terimler olabilir.
Zira maçlarda çıkan olaylarda heyecan
dozunu negatif yönde artırabiliyor.
Bütün bunları Fenerbahçe - Galatasaray derbisini izlerken düşündüm.
An ve an heyecanımızı tetikleyen bir derbi oldu.
Bir şey dışında!
Sahaya atılanları saymazsak tabii...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder