“İnsanoğlunun en fazla
ıstırap çektiği en derin kişisel yenilgisi, kişinin aslında yapabilecekleri ile
sadece yaptıkları arasındaki farktan kaynaklanır!” diyor Montagu adında bir
düşünür.
Norman Cousins ise buna
benzer bir düşünceyi farklı bir şekilde ifade etmiş:
“Yaşamın gerçek trajedisi
ölüm değildir, yaşadığımız süre içerisinde içimizde ölmesine izin
verdiklerimizdir!”
Her ikisi de gerçekten var
olmakla, gerçekten yaşamak arasındaki farka dikkat çeken iki güzel düşünce.
Çoğu insanın içinde var
olan ve ona armağan edilmiş olan yeteneği keşfedememiş olması ya da harekete
geçirmemiş olması ne büyük bir acıdır. Gerçekten de yok olmasına ya da ölmesine
izin verdiğimiz bir şeyler gibi…
***
Yaşamda zaman zaman
yaşadığımız bir gerçektir; çok fazla sayıda insan güçlerini ya da yeteneklerini
geliştirmek ve kendini gerçekleştirmek yerine, zamanlarının çoğunu zayıf
yanlarına odaklanarak harcamakla meşgul olurlar. Var olan yeteneğiniz ya da
gücünüzü keşfetmek, buna yoğunlaşmak ve kendinizi geliştirmek belki de
kazanacağınız zaferlerin en büyüğüdür.
***
Bütün bunları neden
yazıyorum onu açıklamak isterim. Etrafımda yeteneklerini keşfetmiş, belli
yerlere gelmiş ve bir noktada pes etmiş öyle çok insan var ki! Bu özellikle de
spor camiasında ve özellikle de futbolda. Başlangıçta yaptığı işe aşık olmuş, içindeki
sese engel olamamış ve yağmur çamur dinlemeden bütün engelleri aşarak, belli
bir hedefe odaklanmış ama bir gün kendisine ve yeteneklerine istemeyerek de
olsa “dur” demiş öyle çok insan tanırım ki…
***
Oysa her insanın içinde
yatan bir güç ve bir yetenek vardır ve o yetenek o insanın içinde yanan bir
ateştir. O ateşin sönmesine asla izin vermemek gerekiyor. İçimizdeki gücü
kullanmamak ve terk etmek aslında kendimize
zarar vermektir.
Bir Çin Atasözü vardır, çok
severim; “En uzun yolculuklar bile küçük adımlarla başlar”
Yeni yıla
yeni bir başlangıç yapın! Attığınız ya da atacağınız adımlarınızı küçümsemeyin!
Attığınız bütün adımlar küçük de olsa, beklide bir gün sizi hedefinize götürecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder